İlk trimester denilen ilk 12 haftalık süreç gebeliğin en önemli dönemidir. Gebelik sürecinde ilk doğum öncesi ziyaretiniz de bu dönemde yapılır ve en kapsamlı olanıdır. Bu dönemde yapılan muayenede tam bir tıbbi geçmiş alınır, fizik muayene yapılır ve hem sizin hem de doğmamış bebeğinizin sağlığını değerlendirmek için belirli testler ve prosedürler gerçekleştirilir. Yapılan ilk doğum öncesi muayeneniz şunları içerebilir:
Kapsamlı kişisel tıbbi geçmişi sorgulama: Bu aşama, aşağıdaki durumların sorgulanmasını ve kaydını içerir.
- Diyabet, yüksek tansiyon (hipertansiyon), anemi ve / veya alerji gibi önceki ve güncel tıbbi durumlar
- Güncel ilaçlar (reçeteli, reçetesiz satılan ve besin takviyeleri)
- Önceki ameliyatlar
Aile hikayesi: Hastalıklar, zihinsel veya gelişimsel sorunlar ve orak hücre hastalığı veya Tay-Sachs hastalığı gibi genetik bozukluklar dahil olmak üzere anne ve babanın ailenin tıbbi geçmişi
Kişisel öykü: Geçmiş gebelikler (ölü doğumlar, düşükler, doğumlar) ve adet geçmişi (adet dönemlerinin uzunluğu ve süresi) dahil olmak üzere kişisel jinekolojik ve obstetrik geçmiş
Eğitim: Gebelikte doğru beslenmenin ve beklenen kilo alımının önemi hakkında eğitim; düzenli egzersiz; hamilelik sırasında alkol, uyuşturucu ve tütünden kaçınma; ve aile içi şiddetle ilgili endişelerin tartışılması
Pelvik muayene: Bu değerlendirme aşağıdaki nedenlerden biri veya tümü için yapılabilir:
- Rahmin büyüklüğünü ve konumunu not etmek için
- Fetüsün yaşını belirlemek için
- Pelvik kemik boyutunu ve yapısını kontrol etmek için
- Anormal servikal hücrelerin varlığını bulmak için Pap testi (Pap smear olarak da bilinir) yapmak için
Laboratuvar testleri: Aşağıdakileri içeren laboratuvar testleri:
- İdrar testleri: Bunlar idrar yolu enfeksiyonu veya böbrek ve mesane hastalıklarının tanısını sağlayan bakteri, glikoz ve protein taraması için yapılır.
- Kan testleri: Tüm hamile kadınlar, hamileliğin ilk haftalarında Rh faktörü için test edilir. Rh uyumsuzluğu, annenin kanı Rh-negatif, babanın kanı Rh-pozitif ve fetüsün kanı Rh-pozitif olduğunda ortaya çıkar. Anne, Rh pozitif fetüse karşı antikorlar yapabilir ve bu da fetüste anemiye yol açabilir. Gebelik sırasında Rh uyumsuzluğu saptandığında anneye Rh antikorlarının oluşumunu önlemek için uygun tıbbi tedavi uygulanmaktadır. Bunun yanında anemi varlığının değerlendirilmesini sağlayan tam kan sayımı (hemogram) yapılır. Fetal gelişimde olumsuz etkileri olan diyabet hastalığını taramak için kan şekeri (glukoz) düzeyi de araştırılabilir. Tiroid hastalıkları için risk faktörleri varlığında tiroid testleri de (TSH) ilk muayene de yapılmaktadır.
- Enfeksiyon testleri: Bunlar gebeliği etkileyebilecek ve fetusun normal gelişimini engelleyebilecek, sağırlık, zeka geriliği ve kalp anomalileri gibi ciddi sorunlara yol açabilen hastalıkları bulmak için yapılır. Buna bir örnek, bulaşıcı bir hastalık olan kızamıkçıktır (rubella antikorları).
Genetik testler: Bunlar orak hücre hastalığı ve Tay-Sachs hastalığı gibi kalıtsal hastalıkları bulmak için yapılır.
Diğer tarama testleri: Bunlar cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi bulaşıcı hastalıkları bulmak için yapılır.
Ultrasonografi: Fetüsün büyümesi, boyutu ve gelişiminin ultrasonografik değerlendirilmesi için yapılır. Bebek bekleyen çiftlerin duymayı en çok arzuladıkları fetal kalp sesi de bu dönemdeki kontrollerde dinlenebilir.
İlk doğum öncesi ziyaretiniz, gebeliğinizle ilgili herhangi bir soru sormak veya endişelerinizi tartışmak için de bir fırsattır.
İLK ÜÇ AYLIK DÖNEM: NE BEKLENMELİDİR?
Sağlıklı bir ilk üç aylık dönem, fetüsün normal gelişimi için çok önemlidir. Bu dönemde henüz dışarıdan pek bir şey anlaşılmıyor olabilir, ancak içeride, fetüsün tüm ana vücut organları ve sistemleri gelişmektedir.
Embriyo kendisini rahim duvarına yerleştirirken, aşağıdakilerin oluşumu da dahil olmak üzere çeşitli gelişmeler gerçekleşir:
- Amniyotik kese: Amniyotik kese adı verilen amniyotik sıvıyla dolu bir kese, hamilelik boyunca fetüsü çevreler. Amniyotik sıvı, fetüs tarafından yapılan sıvıdır ve fetusu yaralanmadan koruyan amniyondur (plasentanın fetal tarafını kaplayan zar). Ayrıca fetüsün sıcaklığını düzenlemeye de yardımcı olur.
- Plasenta: Plasenta, yalnızca hamilelik sırasında büyüyen yassı bir kek şeklindeki gebeliğe özgü geçici bir organdır. Villi adı verilen küçük çıkıntılarla rahim duvarına bağlanır. Fetal kan damarları bebeğin göbek deliğinden ayrılarak göbek kordonundan bu villuslara doğru büyür, fetusla anne arasında beslenme ve atık ürünleri değiş tokuş eder.
- Göbek bağı: Göbek kordonu, fetüsü plasentaya bağlayan halat benzeri bir kordondur. Göbek kordonu, oksijeni ve besinleri fetüse ve atık ürünleri fetustan uzağa, annenin dolaşımına taşıyan iki arter ve bir ven içerir.
Bu ilk üç aylık dönemde, fetüsün alkol, uyuşturucu ve bazı ilaçlar gibi maddelerden ve kızamıkçık (Alman kızamığı) gibi hastalıklardan kaynaklanan zararlara en duyarlı olduğu dönemdir çünkü bu süreç organ gelişimin başladığı ve hızla geliştiği dönemdir.
İLK ÜÇ AYLIK DÖNEM: VÜCUDUNUZDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
Gebelik sırasında bebeğinizi beslemeye ve korumaya yardımcı olmak için vücudunuzda birçok değişiklik olacaktır. Kadınlar bu değişiklikleri farklı yaşarlar. Gebeliğin bazı semptomları birkaç hafta veya aylarca devam ederken bazıları ise sadece kısa bir süre deneyimlenir. Bazı kadınlar pek çok semptom yaşarken diğer kadınlar yalnızca çok azını yaşar veya hiç yaşamaz. Bu farklılıkların çoğu normaldir. Aşağıdakiler, ilk üç aylık dönemde meydana gelebilecek değişikliklerin ve bulguların bir özetidir:
- Meme bezleri genişleyerek, emzirmeye hazırlanırken göğüslerin şişmesine ve hassaslaşmasına neden olur. Bu, plasentadan yani çocuğun eşinden salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının artan miktarlarından kaynaklanmaktadır. Destekleyici bir sütyen giyilmesi rahatlatıcı olabilir.
- Areolalarınız (meme ucunun etrafındaki pigmentli alanlar) büyüyecek ve koyulaşacaktır. Montgomery tüberkülleri (genişlemiş ter bezleri) adı verilen küçük, beyaz çıkıntılarla kaplı olabilirler. Bu çıkıntılar normal meme değişiminin bir parçasıdır ve sıkmaya çalışmanız enfeksiyon kapmanıza sebep olabilir.
- Göğüslerinizin yüzeyinde damarlar daha belirgin hale gelir.
- Rahim bebeğiniz büyüdükçe büyür ve mesanenize baskı yapmaya başlar. Bu, daha sık idrara çıkmanıza neden olur.
- Plasentadan ve anneden üretilen hormonlardaki dalgalanmalar nedeniyle sinirlilik, duygusallık ve diğer fiziksel semptomlarla karakterize, adet öncesi sendromuna benzer ruh hali değişimleri yaşayabilirsiniz.
- Gebeliği sürdürmek için artan hormon seviyeleri, mide bulantısına ve bazen kusmaya neden olan “sabah bulantısına” sebep olabilir. Bununla birlikte, sabah bulantısı sadece sabah olmak zorunda değildir, gün içinde de oluşabilir. Bazen basit ve hızlı geçen bulantı hissi nadirde olsa anne ve fetüs için uygun beslenmeyi engelleyebilir. Bu durum ilaç tedavisi ve vitamin takviyesi ile tedavi edilebilir.
- Kabızlık, büyüyen rahim, rektum ve bağırsaklara baskı yaptığında ortaya çıkabilir. Bununla birlikte üretilen hormonlar da sindirim sistemi hareketlerini yavaşlatarak yiyeceklerin sindirim kanalından geçmesini yavaşlatır ve bu durum da mide ekşimesine, hazımsızlığa, kabızlığa ve gaza neden olabilir.
- Midenin boyutu büyüyen fetüse uyum sağlamak için artmaya başladığından, giysiler göğüslerin ve belin etrafında daha sıkı hissedebilir.
- Hamileliğin fiziksel ve duygusal değişiklikleri nedeniyle aşırı yorgunluk ve uyku ihtiyacı yaşayabilirsiniz.
- Kardiyak atım hacim, gebeliğin başından sonuna kadar yaklaşık yüzde 40 ila 50 oranında artar. Bu, kalp debisinin artmasına neden olur. Artmış kalp debisi, hamilelik sırasında nabız hızının artmasına neden olabilir. Rahime ekstra kan akışı için kan hacmindeki artışa ihtiyaç vardır. Bu durumda gebeler aralıklı ve hafif geçen çarpıntı hissi hissedebilir.
İLK ÜÇ AYLIK DÖNEM: FETAL GELİŞİM
En dramatik ve önemli değişiklikler ve gelişmeler ilk üç aylık dönemde gerçekleşir. İlk sekiz hafta boyunca fetüse embriyo adı verilir. Embriyo hızla gelişir ve ilk trimesterin yani 12 haftanın sonunda, yaklaşık 14 ila 28 gram ağırlığında ve ortalama 7 ila 10 cm uzunluğunda, tam olarak oluşmuş bir fetüs haline gelir.
İlk Trimester Fetal Büyüme ve Gelişim
Dört haftanın sonunda
- Tüm ana sistemler ve organlar oluşmaya başlar.
- Embriyo kurbağa yavrusuna benzer.
- Nöral tüp (beyin ve omurilik haline gelir), sindirim sistemi, kalp ve dolaşım sistemi oluşmaya başlar.
- Gözlerin ve kulakların başlangıcı gelişir.
- Kollara ve bacaklara dönüşecek olan minik uzuv tomurcukları ortaya çıkar.
- Kalp atmaya başlar.
Sekiz haftanın sonunda
- Dolaşım, sinir, sindirim ve üriner sistemler dahil olmak üzere tüm ana vücut sistemleri gelişmeye ve işlev görmeye devam eder.
- Baş, vücudun geri kalanıyla orantılı olarak daha büyük olmasına rağmen, embriyo bir insan şekline bürünmektedir.
- Ağız, süt dişlerine dönüşecek diş tomurcukları gelişir.
- Gözler, burun, ağız ve kulaklar daha belirgin hale gelir.
- Kollar ve bacaklar rahatlıkla görülebilir.
- El ve ayak parmaklarının araları perdelidir, ancak açıkça ayırt edilebilir.
- Ana organlar gelişmeye devam eder ve Doppler adı verilen bir alet kullanarak bebeğin kalp atışını duyabilirsiniz.
- Kemikler gelişmeye başlar ve burun ve çeneler hızla gelişir.
- Embriyo sürekli hareket halindedir ancak anne tarafından hissedilemez.
Embriodan fetusa geçiş
- 8 hafta sonra, embriyo artık yavru anlamına gelen fetüs olarak adlandırılır.
- Bu noktada fetüs sadece 2,5 ila 3,8 cm uzunluğunda olmasına rağmen, tüm ana organlar ve sistemler oluşturulmuştur.
9 -12 hafta arasındaki süreç (ilk trimesterın sonuna doğru)
- Dış genital organlar gelişmiştir.
- Tırnak ve ayak tırnakları belirir.
- Göz kapakları oluşur.
- Fetal hareket artar.
- Kollar ve bacaklar tamamen oluşmuştur.
- Ses oluşmasını sağlayan larenks (gırtlak), trakeada oluşmaya başlar.
Fetüs, ilk 12 hafta boyunca en savunmasız durumdadır. Bu süre zarfında, fetüsün ilaçlara, bulaşıcı ajanlara, radyasyona, tütüne ve toksik maddelere maruz kalması durumunda gelişim sürecinde olan tüm ana organlar ve vücut sistemleri zarar görebilir.
12 haftanın sonunda organlar ve vücut sistemleri tam olarak oluşsa da fetüs henüz bağımsız olarak anne rahminin dışında yaşayacak olgunlukta değildir.
Doç. Dr. Beril Gürlek