Gebelikte Sık Yapılan Testler

Gebelikte Sık Yapılan Testler
Rutin ilk başvuru testleri

 

Gebelikte en önemli değerlendirme ilk başvuruda yapılan muayenedir. Bu muayene sonrasında hekiminiz hem sizin genel sağlık durumunuzu değerlendirmek için hem de bebeğin gelişimine etki etmesi muhtemelen hastalıkların araştırılması için ilk başvuru anında ki önerilen tarih ilk 12 haftadır, bu tetkikler ister. Bu testler belli aralıklarla gebelik sürecinde tekrarlanabilir.

  1. Tam kan sayımı (anemi yani kansızlık ve farklı kan hastalıklarının tespitinde kullanılır.)^
  2. İdrar testi (idrar yolu enfeksiyonu araştırılması ve böbrek hastalıklarının tanısı için yapılır. Tekrarlayan enfeksiyonlarda mutlaka idrar kültürü de istenerek patojen araştırılır.)
  3. Kan grubu ve Rh tayini (kan uyuşmazlığı tanısı için araştırılır, eğer kan uyuşmazlığı varsa indirekt coombs test istenerek etkilenip etkilenmediğiniz kontrol edilir.)
  4. Tiroid stimülan hormon testi (TSH olarak kısaltılan bu test tğiroid hastalıklarının araştırılması için kullanılır. Anormal sonuçlar varlığında Tiroid hormon-T4 ve tiroid antikorları da istenebilir.)
  5. Rubella IG M antikor testi (Rubella en sık görülen ve bebeği etkileme oranı en yüksek olan enfeksiyon hastalıklarından biridir. Bu antikor tarama testi ile gebelikte rubella enfeksiyonu geçirip geçirmediğiniz araştırılır. Enfeksiyonu gebelikte geçirdiğinize dair şüphe varsa Rubella IG G ve avidite testi istenerek enfeksiyonun ne zaman geçirildiği sorgulanır.)
  6. Açlık glukoz ölçümü (gebelik öncesinde diyabetiniz olup olmadığı araştırılır.)
  7. Elisa testi (HIV, hepatit B ve Hepatit C taraması yaparak doğum esnasında bebeğe bulaşma ihtimali olan hastalıklar taranır.
  8. Pap smear testi (rahim ağzı kanser taramasının periodik vakti geldi ise özellikle gebeliğin ilk 6 ayı içinde testin yapılması gerekir.)

Bu rutin testlerin haricinde önceki hastalıklarınızın takibi içi ek testler gerekebilir. Örneğin kalp hastası iseniz EKG, karaciğer hastası iseniz AST ve ALT gibi karaciğer fonksiyon testleri, böbrek hastası iseniz kreatinin ve üre gibi böbrek fonksiyon testleri, astım hastası iseniz solunum testleri, D vitamini veya B12 vitamin eksikliğiniz varsa bunların kan düzeyleri araştırılabilir. Bununla birlikte muayene esnasında ifade ettiğiniz şikayetler de hekiminizi farklı testlere yönlendirebilir.

 

Genetik tarama

 

Birçok genetik anormallik doğumdan önce teşhis edilebilir. Siz veya eşinizin aile geçmişinde genetik bozukluk varsa, doktorunuz gebelik sırasında genetik test önerebilir. Bununla birlikte genetik anormalliği olan bir bebeğiniz varsa da, genetik tarama yaptırmayı seçebilirsiniz.

Fetusta olan ve doğumdan önce teşhis edilebilecek genetik bozuklukların örnekleri şunları içerir:

  • Kistik fibroz
  • Duchenne kas distrofisi
  • Hemofili A
  • Polikistik böbrek hastalığı
  • Orak hücre hastalığı
  • Tay-Sachs hastalığı
  • Talasemi

Gebelik sırasında genetik hastalıkların tarama ve tanısı için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:

  • Alfa-fetoprotein (AFP) testi veya çoklu belirteç testi
  • Amniyosentez ile fetusun içinde bulunduğuı sıvıdan örnek alınması
  • Koryon villus örneklemesi ile plasental hücrelerden örnek alınması
  • Fetal DNA testi (cell-free fetal DNA testi)
  • Kordosentez ile göbek kordonundan fetal kanın küçük bir örneğinin alınması
  • Ultrason taraması

 

İlk üç aylık dönem

İlk trimester taraması (ikili test), fetal ultrason ve maternal kan testinin bir kombinasyonudur. Bu tarama süreci, fetüsün belirli doğum kusurlarına sahip olma riskini belirlemeye yardımcı olabilir. Tarama testleri tek başına veya diğer testlerle birlikte kullanılabilir.

İlk üç aylık dönem olarak adlandırılan ilk trimester taraması şunları içerir:

  • Fetal ense kalınlığı için ultrason: Nukal translusensi taraması, fetal boynun arkasındaki alanı artan sıvı veya kalınlaşma açısından incelemek için yapılan ultrason taramasıdır. Down sendromu, kalp anomalileri ve bazı enfeksiyon hastalıklarında bu alanın kalınlığında artış görülmektedir.
  • Fetal nazal(burun) kemik tayini için ultrason: Down sendromu gibi belirli kromozom anormallikleri olan bazı bebeklerde burun kemiği görüntülenemeyebilir. Bu tarama, gebeliğin 11. ve 13. haftaları arasında ultrason kullanılarak gerçekleştirilir.
  • Maternal serum (kan) testleri: Bu kan testleri, tüm gebe kadınların kanında bulunan iki maddeyi ölçer:
  • Gebelikle ilişkili plazma proteini A: Erken gebelikte plasenta tarafından üretilen bir proteindir. Azalan seviyeler, artmış kromozomal anormallik riski ile ilişkilidir.
  • İnsan koryonik gonadotropin: Erken gebelikte plasenta tarafından üretilen bir hormondur. Artmış seviyeler, artmış kromozomal anormallik riski ile ilişkilidir.

Ense kalınlığı taraması ve maternal kan testleri ilk trimester tarama testleri olarak birlikte kullanıldığında (ikili test), fetüsün Down sendromu (trizomi 21) ve trizomi 18 gibi bir doğum kusuru olup olmadığını belirleme konusunda büyük bir başarıya sahiptir.

Bu ilk üç aylık tarama testlerinin sonuçları anormal ise, genetik danışmanlık önerilir. Kromozam anormalliğin ekarte edilmesi ve doğru bir teşhis için koryon villus örneklemesi, amniyosentez, kandan fetal DNA taraması veya ultrason gibi ek testler gerekebilir.

 

İkinci üç aylık dönem

 

Gebelikte, ikinci üç aylık dönemde yapılan tarama, çoklu belirteçler olarak adlandırılan birkaç kan testini içerir. Bu belirteçler, belirli genetik durumları veya doğum kusurları olan bebek sahibi olma olasılığınız hakkında size bilgi sağlar. Tarama genellikle gebeliğin 15. ila 20. haftaları arasında (16 ila 18 hafta idealdir) bir kan örneği alınarak yapılır.

Bu kan testleri şunları içerir:

  • AFP taraması: Maternal serum AFP olarak da adlandırılan bu kan testi, hamilelik sırasında kanınızdaki AFP seviyesini ölçer. AFP, fetusu çevreleyen sıvıda (amniyotik sıvı) bulunan, normalde fetal karaciğer tarafından üretilen bir proteindir. Plasentayı geçer ve kanınıza girer. Anormal AFP seviyeleri şunları gösterebilir:
  • Seviyeler hamilelik boyunca değiştiği için yanlış hesaplanmış bir son adet tarihi
  • Fetüsün karın duvarındaki kusurlar
  • Down sendromu veya diğer kromozomal anormallikler
  • Spina bifida gibi açık nöral tüp kusurları
  • İkizler (birden fazla fetüs proteini üretiyor diye miktarı fazladır)

Down sendromunda AFP düzeyleri azalırken, diğer durumlarda AFP düzeyi artar.

  • Estriol: Bu, plasenta tarafından üretilen bir hormondur. Fetal sağlığı belirlemek için kullanılmak üzere anne kanında veya idrarda ölçülebilir. Down sendromlu fetuslarda annenin kanında düzeyi azalır.
  • İnhibin: Bu, plasenta tarafından üretilen bir hormondur ve Down sendromlu fetuslarda annenin kanında düzeyi azalır.
  • İnsan koryonik gonadotropin. Bu plasenta tarafından üretilen bir hormondur ve Down sendromlu fetuslarda annenin kanında düzeyi artar.

AFP ve diğer belirteçlerin anormal test sonuçları, ek testlerin gerekli olduğu anlamına gelebilir. Gebeliğinizin sağlıklı seyredip seyretmediğini ve fetal omurga ve diğer vücut kısımlarında kusur olup olmadığını kontrol etmek için ayrıntılı bir ultrason yapılır. Bunun yanında kesin tanı için amniyosentez (göbekten su alma işlemi) gerekebilir.

Çoklu belirteç taraması tanısal olmadığından sonuçlar yüzde 100 güvenilir değildir. Bu testler popülasyonda kime gebelik sırasında ek test yani genetik analiz için tanı testi yapılması gerektiğini belirlemeye yardımcı olur. Genetik kan testleri bazen sağlıklı bebekte bir sorun varmış gibi (yalancı pozitiflik durumu) yorumlanacak şekilde sonuçlanabilir. Bu durum hekimde ve hastada gereksiz kaygıya neden olur. Bazen de fetüs sağlıklı değildir ancak testte bir sorun yokmuş gibi normal sonuçlar çıkar (yalancı negatiflik durumu). Böyle sorunlar yapılan ayrıntılı ultrasonografik incelemeyle bir nebze de olsa doğrulanabilir ancak kesin tanı ancak fetal kan hücrelerinin koryon villus biyopsisi, amniosentez veya kordosentez ile incelenmesi ile koyulabilir.

 

Ultrason Taraması

Ultrason taraması, iç organların görüntüsünü oluşturmak için yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan bir teşhis tekniğidir. Normal fetal büyümeyi kontrol etmek, gelişimsel anormallikleri saptamak ve doğum zamanlamasını doğrulamak için gebeliğiniz sırasında ultrasonu yapılabilir.

HAMİLELİK SIRASINDA ULTRASON NE ZAMAN YAPILIR?

Ultrason, çeşitli nedenlerle hamilelik boyunca farklı zamanlarda yapılabilir:

İlk üç aylık dönem ultrasonografisinin amaçları

  • Son tarihi belirlemek için (bu, son tarihi belirlemenin en doğru yoludur)
  • Fetüs sayısını ve plasental yapıları değerlendirmek için
  • Dış gebelik veya düşük yapma teşhisi için
  • Rahim ve diğer pelvik anatomiyi incelemek
  • Fetal anormallikleri tespit etmek için (bazı durumlarda)

Orta dönem (18 ila 20 hafta taraması) ultrasonografisinin amaçları

  • Son tarihi onaylamak için (ilk üç aylık dönemde belirlenen bir son tarih nadiren değiştirilir)
  • Fetüs sayısını belirlemek ve plasental yapıları incelemek
  • Amniyosentez gibi doğum öncesi testlere yardımcı olmak için
  • Fetal anatomiyi anormallikler açısından incelemek
  • Amniyotik sıvı miktarını kontrol etmek için
  • Anne ve bebek arasındaki kan akışını incelemek için
  • Fetal davranış ve aktiviteyi gözlemlemek için
  • Serviksin uzunluğunu ölçmek için ve erken doğum riskini öngörmek için
  • Fetal büyümeyi izlemek için

Üçüncü üç aylık dönem ultrasonografisinin amaçları

  • Fetal büyümeyi izlemek için
  • Amniyotik sıvı miktarını kontrol etmek için
  • Biyofiziksel profil testi yapmak için
  • Fetüsün konumunu belirlemek için
  • Plasentayı değerlendirmek için
ULTRASON TARAMASI NASIL YAPILIR?

Gebelik sırasında iki tür ultrason yapılabilir:

  • Karın ultrasonu: Karın ultrasonunda karnınıza jel sürülür. Ultrason probu, görüntüyü oluşturmak için karın üzerindeki jel üzerinde kayar.
  • Transvajinal ultrason: Transvajinal ultrasonda, vajinanıza daha küçük bir ultrason probu yerleştirilir ve bir görüntü oluşturmak için vajinanın arkasına yaslanır. Transvajinal ultrason, abdominal ultrasondan daha net bir görüntü verir ve genellikle hamileliğin erken döneminde özeellikle fetal kalp atımını duymak, dış gebelik şüphesini ekarte etmek yada nukal kalınlığı ölçmek için kullanılır. Bunlarla birlikte, erken doğum riskini saptamak için de serviks yani rahim ağzı uzunluğu ölçülebilir.
HANGİ ULTRASON GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ MEVCUTTUR?

Birkaç tür ultrason görüntüleme tekniği vardır. En yaygın tip olan 2 boyutlu ultrason, bebeğin bir yönünün düz bir resmini sağlar.

Daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulursa 3 boyutlu ultrason muayenesi yapılabilir. 3 boyutlu resim sağlayan bu teknik, özel bir makine ve özel eğitim gerektirir. 3 boyutlu görüntü, doktorun görüntülerin genişliğini, yüksekliğini ve derinliğini görmesini sağlar ve bu da teşhis sırasında yardımcı olabilir.

Bebeğin görüntülenmesinde kullanılan en son teknoloji 4-D ultrasondur ve sağlık hizmeti sağlayıcısının hareket eden doğmamış bebeği gerçek zamanlı olarak görselleştirmesini sağlar. 4-D görüntüleme ile, üç boyutlu bir görüntü sürekli olarak güncellenerek “canlı aksiyon” görüntüsü sağlar. Bu görüntülerin genellikle altın rengi vardır ve bu, gölgeleri ve vurguları göstermeye yardımcı olur. Bununla birlikte, 4 boyutlu görüntüler daha sonra incelenmek üzere kaydedilebilir. Aileler için de oldukça heyecan verici olan bu video ve fotoğraf görüntüleri sayesinde bebeğinizin yüz ve vücut hatlarını hatta mimiklerini bile görebilirsiniz.

Kliniğimizde 4 boyutlu ultrasonografi Samsung firmasının ileri düzey gelişmiş modeliyle ile yapılmaktadır.

  • Kliniğimizde kullanılan 4 boyutlu ultrasonografi hakkında ayrıntılı bilgi almak için devamını oku
  • Kliniğimizden 4 boyutlu ultrasonografi randevusu almak için devamını oku
ULTRASON GÖRÜNTÜLEMENİN RİSKLERİ VE FAYDALARI NELERDİR?

Fetal ultrasonun, probun karnınız veya vajinanız üzerindeki basınçtan kaynaklanan hafif rahatsızlık dışında bilinen bir riski yoktur. İşlem sırasında hiçbir radyasyon kullanılmaz.

Transvajinal ultrason, sterilizasyon için ultrason probunun plastik veya lateks bir kılıfla örtülmesini gerektirir, bu da lateks alerjisi olan kadınlarda reaksiyona neden olabilir.

Ultrason görüntüleme teknikleri ve görüntü kalitesini belirleyen teknoloji sürekli olarak geliştirilmekte ve rafine edilmektedir. Herhangi bir testte olduğu gibi, sonuçlar tamamen doğru olmayabilir. Bununla birlikte, ultrason ebeveynlere ve hekimlere değerli bilgiler sağlayabilir, gebeliğin yönetimine yardımcı olabilir. Ek olarak, ultrason görüntüleme, ebeveynlere doğumdan önce bebeklerini görmeleri için eşsiz bir fırsat sunarak, erken ilişki ve bağ kurmalarına yardımcı olur.

 

Amniyosentez

 

Bir amniyosentez, fetusu çevreleyen amniyotik sıvının küçük bir örneğinin alınmasını içerir. Down sendromu gibi kromozom bozuklukları ve spina bifida gibi açık nöral tüp kusurlarını teşhis etmek için kullanılır. Aile geçmişinize olan genetik kusurlar ve bozukluklar veya fetal anemi (kansızlık) veya ebebeği etkileyebilen enfeksiyon hastalıkları için yapılması gereken laboratuar testleri de aynı prsodedürle yapılmaktadır.

Kimler amniyosentez için ideal adaydır?

Amniyosentez, genellikle gebeliğin 15. ve 20. haftaları arasında, kromozomal anormallik riski yüksek olan kadınlara önerilir. Test önerilen adayların çoğu, doğum sırasında 35 yaşın üzerinde olan veya anormal bir maternal serum tarama test sonucu olan kadınları içerir. Şüpheli durumlarda amniosentez yapılarak bebeğin sağlığı için birçok soru işareti giderilmiş olur.

Amniyosentez nasıl yapılır?

Amniyosentez, küçük bir amniyotik sıvı örneğini çekmek için karnınızdan amniyotik keseye uzun, ince bir iğne sokmayı içerir. Amniyotik sıvı, genetik bilgi içeren fetüs tarafından dökülen hücreleri içerir. Her prosedürün belirli farklılıkları olsa da amniosentez işlemi genellikle bu basamakları içerir:

  • Karnınız bir antiseptik ile temizlenecektir.
  • Doktorunuz cildi uyuşturmak için lokal anestezik verebilir veya vermeyebilir.
  • Doktorunuz, içi boş bir iğnenin amniyotik keseye girmesine yardımcı olmak için ultrason teknolojisini kullanacaktır. Laboratuvar analizi için küçük bir sıvı örneği çekecektir.
  • Amniyosentez sırasında veya sonrasında biraz kramp hissedebilirsiniz. İşlemi takip eden 24 saat boyunca yorucu aktivitelerden kaçınılmalıdır.
  • Sıvı daha sonra hücrelerin büyüyüp analiz edilebilmesi için bir genetik laboratuarına gönderilir. AFP açık nöral tüp kusurunu dışlamak için ölçülebilir. Sonuçlar, laboratuvara bağlı olarak genellikle yaklaşık 10 gün ila iki hafta içinde elde edilir.

Önemli noktalar

İkizlere veya üçüzlere hamile kadınlarda, her bebeği incelemek için her amniyotik keseden ayrı ayrı numune alınması gerekir.

Bebeğin ve plasentanın konumuna, sıvı miktarına ve kadının anatomisine bağlı olarak bazen amniyosentez yapılamaz.

 

Fetal İzlem (NST)

 

Hamileliğin sonlarında ve doğum sırasında, doktorunuz fetal kalp atış hızını ve diğer işlevleri izlemek isteyebilir. Fetal kalp atış hızı izleme, fetal kalp atışının hızını ve ritmini kontrol etmenin bir yöntemidir. Ortalama fetal kalp atış hızı dakikada 120 ila 160 atış arasındadır. Bu oran, fetüs rahimdeki koşullara tepki verdikçe değişebilir. Anormal fetal kalp hızı veya paterni, fetüsün yeterince oksijen almadığı anlamına gelebilir veya başka sorunlara işaret edebilir. Anormal bir NST bulgusu, acil sezaryen doğumun gerekli olduğu anlamına da gelebilir.

Fetal izleme nasıl yapılır?

Fetal kalp atışını dinlemek için bir fetoskop (bir tür stetoskop) kullanmak, fetal kalp atış hızı izlemenin en temel türüdür. Bu yöntem artık çok kullanılmamaktadır. Başka bir izleme türü, elde tutulan bir Doppler cihazı ile gerçekleştirilir. Bu yöntem  genellikle doğum öncesi ziyaretler sırasında özellikle aile sağlığı merkezlerinde fetal kalp atış hızını saymak için kullanılır. Doğum sırasında, sürekli elektronik fetal izleme [Non Stres Test (NST) ] sıklıkla kullanılır. Bizim kliniğimizde NST değerlendirmesi ile kalp hızı aktiviteleri incelenmektedir. Her prosedürün belirli ayrıntıları değişiklik gösterse de, standart NST ile elektronik fetal izleme bu süreci izler:

  • Ultrason dönüştürücü için bir ortam görevi görmesi için karnınıza jel uygulanır.
  • Ultrason dönüştürücü, fetal kalp atışını bir kayıt cihazına iletebilmesi için karnınıza kayışlarla bağlanır. Fetal kalp atış hızı bir ekranda görüntülenir ve özel bir kağıda yazdırılır.
  • Kasılmalar sırasında, harici bir tokodinometre (uterusun üstüne bir kemerle yerleştirilen bir izleme cihazı) kasılma (sancı) durumunu kaydedebilir.

Bebek hareket ettikçe kalp hızı geçici olarak yükselirken, uyku fazına giren bebeklerde bu hareketlenme izlenmeyebilir. Uyku fazı yaklaşık 45 dakikalık sürebileceği için hekiminiz bu süreci, bebeğinizin durumuna göre takip edebilir ya da karnınıza dokunarak bebeği uyarabilir ya da sıvı takarak, oksijen desteği sağlayarak ve sizi sola çevirerek bebeğin hareketlenmesini sağlayabilir. Buna cevap vermeyen bebeklerin durumunun tekrar değerlendirilmesi ve gerekirse hastaneye yatışı gerekebilir.

 

Gebelikte Şeker Taraması (Şeker Yüklemesi)

 

Glikoz Testi

Kanınızdaki şeker seviyesini ölçmek için glikoz testi kullanılır. Glukoz yükleme testi genellikle 24 ila 28. gebelik haftaları arasında yapılır. Anormal glikoz seviyeleri, gebelik diyabeti göstergesi olabilir. Spekülasyonların aksine kesinlikle bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi gösterilmiş değildir. Tüm dünyada kadın doğum uzmanları tarafından her gebe kadına önerilmektedir. Özellikle gebelik şekeri açısından riskli gruplara mutlaka yapılmalıdır.

Oral glukoz tolerans testi  (şeker yüklemesi) nasıl yapılır?

8-14 saat aç olmanız gerekir. Bu nedenle test sabah saatlerinde yapılır. 3 kez bir saat ara ile kandan glukoz düzeyiniz ölçülür. Test süresince sigara içilmez, aktif hareket edilmez, dinlenilir ve su, çay ve kahve de dahil herhangi bir gıda tüketilmez. Bulantı, kusma olması durumunda test sonlandırılır. Üç değerden bir tanesi bile yüksek çıkarsa test sonucu gebelik şekeri olarak kabul edilir.

Öncelikle aç karnına kan glukoz düzeyiniz ölçülür. Bu değerin normal kabul edilmesi için 92’nin altında olması gerekmektedir. Bu testten sonra hastaya 400-500 ml su içinde 75 gr glukoz içeren solüsyon 5 dk. içerisinde içirilir. Sıvı bittikten 1 saat ve 2 saat sonra tekrar kandan glukoz düzeyi ölçülür. İlk saat alınan test 153’ün üstünde, 2. saat alınan test 140’ın üstünde çıkarsa sonuç anormal olarak kabul edilir.

 

Grup B Streptokok Kültürü

 

Grup B streptococcus (GBS), tüm kadınların yaklaşık yüzde 20’sinin alt genital yolunda bulunan bir bakteri türüdür. GBS enfeksiyonu genellikle hamilelik öncesi kadınlarda sorun yaratmazken, hamilelik sırasında annelerde ciddi hastalığa neden olabilir. GBS, koryoamniyonite (plasental dokularda ciddi bir enfeksiyon) ve doğum sonrası enfeksiyona neden olabilir.

GBS’nin neden olduğu idrar yolu enfeksiyonları piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) ve sepsise neden olabilir. Bu durumlarda erken doğuma neden olabilir. GBS enfeksiyonları sadece anne hayatını riske atacak durumlara yol açmaz, pnömoni ve menenjit dahil olmak üzere yenidoğanlarda yaşamı tehdit eden enfeksiyonların en yaygın nedenidir. Yeni doğan bebekler, hamilelik sırasında veya doğum sırasında annenin genital yolundan enfeksiyon kaparsa bu enfeksiyon hayatlarını riske atacak kadar ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle doğum öncesi tüm hamile kadınların 35 ila 37. gebelik haftaları arasında vajinal ve rektal GBS kolonizasyonu için kültürle taranmasını önerir. Belirli risk faktörlerine veya pozitif kültürlere sahip annelerin tedavisi, GBS’nin bebeğe bulaşma riskini azaltmak için önemlidir. Pozitif GBS testi için antibiyotik tedavisi alan annelerin bebeklerinde, tedavisiz olanlara göre hastalığa yakalanma olasılıkları 20 kat daha azdır.

 

Hekiminiz, hamileliğiniz sırasında çeşitli taramalar, testler ve görüntüleme teknikleri önerebilir. Bu testler, bebeğinizin sağlığı hakkında bilgi sağlamak için tasarlanmıştır ve çocuğunuzun doğum öncesi bakımını ve gelişimini optimize etmenize yardımcı olabilir.